Erken Kanser Teşhisinde Devrim: Tümör DNA’sı Kan Testiyle Mümkün
  1. Anasayfa
  2. Bilim

Erken Kanser Teşhisinde Devrim: Tümör DNA’sı Kan Testiyle Mümkün

Kanserin genetik parmak izleri, hastalığın teşhis edilmesinden çok daha uzun süre önce insanların kanında gizleniyor olabilir. Bilim insanları, kanda tümör DNA’sının, bir kişiye kanser teşhisi konulmasından üç yıldan daha uzun süre önce tespit edilebildiğini rapor etti. 22 Mayıs’ta Cancer Discovery dergisinde yayımlanan bu bulgu, erken kanser tarama çabaları için çığır açıcı bir potansiyel taşıyor.

Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden onkolog ve kanser araştırmacısı Yuxuan Wang, “DNA bulabildiğimize şaşırdık” dedi. Bu bulgular, bu “ele veren izleri” yüksek hassasiyetli ve doğru teknoloji kullanarak aramanın, erken kanser tarama çalışmalarında güçlü bir araç olabileceğini gösteriyor. Wang, bu yöntemin bir gün doktorların hastalığın başka hiçbir belirti veya semptomu ortaya çıkmadan önce kanserleri tespit etmesine yardımcı olabileceğini belirtiyor. Hatta alışılagelmişten birkaç ay daha erken bir teşhis bile hastalar için daha fazla tedavi seçeneği anlamına gelebilirken, yıllar süren bir erken başlangıç hayat kurtarıcı olabilir. Wang, “Bu, hastalarımızın sonuçlarını çarpıcı biçimde değiştirecektir” diye ekliyor.


Breast cancer cells scaled

Samanlıkta İğne Aramak: Çok Erken Evrelerdeki Zorluklar

Bilim insanları yıllardır tümör hücrelerinin DNA parçacıklarını kan dolaşımına salabileceğini biliyor. Ancak hastalığın ilerlemesinin erken evrelerinde bu parçacıkları bulmak, Wang’ın deyimiyle “samanlıkta iğne aramaya” benziyor. Bunun nedeni, yeni oluşan tümörlerin çok küçük olması ve kan dolaşımına yalnızca çok az miktarda DNA salgılaması.

Wang’ın ekibi, bu DNA’yı kanda ne kadar erken tespit edebileceklerini öğrenmek istedi. Araştırmacılar, onlarca yıldır katılımcıların sağlığını takip eden bir çalışmada 1980’ler ve 1990’larda toplanan örneklerden faydalandı. Kan alımından sonraki altı ay içinde kanser teşhisi konulan 26 kişiden alınan örnekleri analiz ettiler.

Laboratuvar testleri, 26 katılımcının sekizinin kanında kanserin genetik imzalarını taşıdığını ortaya koydu. Bu, ekibin kanseri teşhisten aylar önce tespit edebileceği anlamına geliyordu. Peki, hastalığı daha da erken tespit etmek mümkün müydü? Bunu öğrenmek için Wang’ın ekibi, katılımcılardan kanser teşhislerinden üç yıldan daha uzun süre önce toplanan kan örneklerine baktı.


dnatesti2 scaled

DNA Dizileme ile Derinlemesine Bakış

Araştırmacılar, DNA’yı oluşturan bireysel harfleri çözümlemelerine olanak tanıyan tüm genom dizileme (whole genome sequencing) tekniğini kullandı. Ekip, insan genomundaki kansere özgü değişiklikler olan kanser DNA’sının ayırt edici özelliklerini belirleyebildi. Bunlar o kadar düşük seviyelerde mevcuttu ki, diğer laboratuvar testleri bunları kaçırmış olurdu.

Ekibin bu kadar eski örneklerde bile kanseri tespit edebilmesi kesin değildi. Yaklaşık 40 yaşında olmalarının ve DNA’yı korumak için tasarlanmamış tüplerde saklanmalarının yanı sıra, ekip her örnek için sadece bir çay kaşığı kadar plazma (kanın hücresiz kısmı) ile çalışmak zorundaydı. Daha büyük ve daha iyi korunmuş örneklerle, genetik testlerin daha da hassas olması mümkün olabilir.

Wang’ın ekibinin kanseri bu kadar erken örneklerde tespit edebilmesi, Seattle’daki Fred Hutchinson Kanser Merkezi’nde kolon kanseri üzerine çalışan ve tedavi eden gastroenterolog William Grady için “oldukça kışkırtıcı” bir durum. Grady, kanında tümör DNA’sı bulunan hastalara bir tür “ön kanserleri ortadan kaldıracak tedavi” uygulandığı Star Trek tarzı bir geleceği hayal edebiliyor.

Grady, o günün muhtemelen hala yıllar uzakta olduğunu söylüyor. Bu arada, Wang’ın ekibinin şu anda üzerinde çalıştığı gibi, sonuçların daha büyük bir insan popülasyonunda doğrulanmasını görmek istediğini belirtiyor. Wang, mevcut çalışmanın bir kavram kanıtı olduğunu ve “sonuçların, daha fazla hastaya geri dönüp bakmamız için yeterince umut verici olduğunu” dile getiriyor.

Paylaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir