Elektrikli otomobil devriminin tarihini yazacak olursanız, ilk sayfada mutlaka Nissan LEAF yer alır. Tesla Model S veya Model 3 ortalarda yokken, LEAF kitlesel pazarın ilk gerçek elektrikli otomobili olarak yollardaydı. Ancak teknoloji dünyasında “ilk olmak”, “lider kalmak” için yetmez. Son yıllarda menzil, şarj hızı ve yazılım konusunda rakiplerinin gerisine düşen bu efsanevi model, şimdi küllerinden doğuyor.
Nissan, Birleşik Krallık’taki Sunderland fabrikasında üçüncü nesil Nissan LEAF’in seri üretimine başladığını resmen duyurdu. Ancak bu, sadece bir model yenilemesi değil; Nissan’ın 450 milyon sterlinlik yatırımla hayata geçirdiği EV36Zero vizyonunun ilk somut meyvesi. Karşımızda artık “şehir içi kısa mesafe aracı” değil, 622 km menzile sahip, Google ekosistemiyle donatılmış ve Tesla ile Çinli rakiplerine (BYD, MG) doğrudan kafa tutmaya hazırlanan bir teknoloji üssü var.

Öncünün Dönüşü: Stratejik Bir “Reset”
Nissan LEAF, 2013 yılından bu yana Sunderland’de üretiliyor ve bugüne kadar bu tesisten 282.704 adet araç çıktı. Ancak eski LEAF ile yeni nesil arasındaki fark, Nokia 3310 ile iPhone arasındaki fark kadar keskin.
Nissan’ın EV36Zero adını verdiği proje, sadece araba üretmeyi değil, o arabanın bataryasını ve enerjisini de aynı kampüste üretmeyi hedefleyen, dünyada bir ilk niteliğinde bir ekosistem. Sunderland fabrikası, bu vizyon doğrultusunda baştan aşağı yenilendi. Nissan AMIEO (Afrika, Orta Doğu, Hindistan, Avrupa ve Okyanusya) Başkanı Massimiliano Messina, bu anı “tarihi bir gün” olarak nitelendiriyor. Messina’nın vurguladığı “mümkün olanın sınırlarını yeniden tanımlayan otomobil” ifadesi, markanın bu modelle sadece eski müşterilerini değil, yeni nesil teknoloji odaklı tüketicileri de hedeflediğini gösteriyor.

Teknik Derinlik: Menzil Kaygısına Son
Yeni LEAF’in teknik verilerine baktığımızda, Nissan mühendislerinin dersine iyi çalıştığını görüyoruz. Önceki nesillerde en büyük eleştiri konusu olan menzil ve şarj hızı, bu jenerasyonda tamamen çözülmüş görünüyor.
Üretim hattından çıkan ilk model, Luminous Teal Evolve donanım seviyesine ve 75 kW (kWh) batarya kapasitesine sahip. Bu batarya paketi, WLTP standartlarına göre 622 km’ye varan menzil sunuyor. Bu rakam, pazarın en popüler modellerinden biri olan Tesla Model Y Long Range ile rekabet edebilecek düzeyde.
Daha da önemlisi şarj altyapısı. Yeni LEAF, 150 kW DC hızlı şarj desteğiyle geliyor. Bu teknoloji sayesinde, uzun yolculuklarda verilen bir kahve molasında, yani yalnızca 30 dakikada 420 km’ye kadar menzil elde edilebiliyor. Eski CHAdeMO standardının kısıtlamalarından kurtulup modern CCS standartlarında (Avrupa pazarı için) rekabetçi hızlara ulaşılması, LEAF’in “garaj arabası” olmaktan çıkıp “birinci araç” statüsüne yükselmesini sağlıyor.
Aşağıdaki tablo, LEAF’in evrimini daha net göstermektedir:
| Özellik | Önceki Nesil LEAF (e+) | Yeni Nesil LEAF (Gen 3) | Değişim |
| Batarya | 62 kWh | 75 kWh | Kapasite Artışı |
| Menzil (WLTP) | ~385 km | 622 km | %60+ Artış |
| Şarj Hızı | 50 kW (CHAdeMO) | 150 kW DC | 3 Kat Hız |
| Kokpit | Analog/Dijital Hibrit | Çift 14.3 inç Dijital | Tam Dijitalleşme |
| İşletim Sistemi | Nissan Tescilli | Google Entegreli | Ekosistem Uyumu |
Dijital Kokpit ve Google Entegrasyonu
Donanım kadar yazılımın da belirleyici olduğu bir çağdayız. Yeni LEAF, dış tasarımındaki aerodinamik hatları iç mekandaki dijital devrimle birleştiriyor. Araçta Google entegreli bir bilgi-eğlence sistemi bulunuyor. Bu, kullanıcıların telefonlarını bağlamaya gerek kalmadan Google Haritalar, Asistan ve Play Store uygulamalarına doğrudan araç üzerinden erişebilmesi demek.
Konsolu domine eden çift 14,3 inç ekran, tamamen dijital bir kokpit deneyimi sunuyor. Ayrıca NissanConnect Services uygulaması üzerinden batarya durumu kontrolü, kabin ön iklimlendirmesi ve rota planlaması gibi özelliklere uzaktan erişim sağlanabiliyor. Bu, özellikle soğuk kış günlerinde veya şarj planlaması yaparken hayati bir konfor unsuru.

Fabrika 2.0: Robotlar ve Lazerler İş Başında
Sunderland fabrikasının dönüşümü, endüstri 4.0 standartlarında bir vaka analizi niteliğinde. Nissan, “geleceğin fabrikası” yaklaşımıyla tesisi dijitalleştirdi. İşte üretim hattındaki yenilikler:
- AESC Gigafactory: Fabrikanın hemen karşısında kurulan AESC, yeni nesil yüksek enerji yoğunluklu bataryaları doğrudan üretim hattına sağlıyor. Bu, lojistik maliyetlerini sıfıra indirirken tedarik güvenliğini maksimize ediyor.
- Otonom Lojistik: Parçaları üretim hattına taşımak için 475 yeni otonom yönlendirmeli araç (AGV) devreye alındı.
- Hassas Üretim: Gövde atölyesinde, dikişsiz tavan üretimi için 0,3 mm hassasiyet sağlayan tam otomatik lazer kaynak robotları dahil 78 yeni robot çalışıyor.
- Batarya Entegrasyonu: Yeni kurulan batarya birleştirme tesisinde, devasa batarya paketi araca sadece 56 saniyede 26 cıvata ile tam otomatik olarak monte ediliyor.
Sırada Ne Var? Elektrikli Juke ve Pazar Görünümü
Sunderland ekibi için LEAF sadece başlangıç. Fabrika, önümüzdeki yıl tamamen elektrikli yeni Nissan JUKE modelini de üretmeye başlayacak. Her iki model de aynı hatta (Üretim Hattı İki) üretilecek. Bu esneklik, Nissan’ın pazar talebine göre üretim adetlerini hızla ayarlayabilmesine olanak tanıyor. Tesis ayrıca Qashqai e-POWER ve hibrit Juke modellerini üretmeye devam ederek, tam elektrikliye geçiş sürecindeki hibrit talebini de karşılıyor.
Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanı Peter Kyle‘ın da belirttiği gibi, bu yatırım Brexit sonrası İngiltere otomotiv endüstrisi için bir “güven oyu” niteliğinde. Nissan, Sunderland’de 6.000, Birleşik Krallık genelinde ise 7.000 kişiye istihdam sağlıyor. Tedarik zinciriyle birlikte bu rakam 30.000 kişiyi buluyor.
Sonuç olarak; Yeni Nissan LEAF, sadece nostaljik bir ismin geri dönüşü değil. 622 km menzili, 150 kW şarj hızı ve Google altyapısıyla, elektrikli araç pazarının kurucusu, tahtını geri istemek için sahaya iniyor. Tesla ve Çinli üreticilerin domine ettiği pazarda, Nissan’ın üretim kalitesi ve marka güvenilirliğiyle birleşen bu teknik veriler, kartların yeniden dağıtılmasına neden olabilir.

