Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon alanındaki gücünü bir kez daha kanıtlayan tarihi bir başarıya imza atıldı. İstanbul merkezli, elektrikli dikey kalkış ve iniş yapabilen hava araçları (eVTOL) geliştiren AirCar, iki kişilik LSA uçan araba modelinin 2027 üretim kotasını, ön siparişe açıldıktan sonraki yalnızca bir hafta içinde tamamen doldurduğunu açıkladı. Bu olağanüstü başarı, AirCar’ı dünyada en hızlı satış temposuna ulaşan kişisel uçan araba üreticisi konumuna taşıyarak, Türk mühendisliğinin adını gökyüzüne altın harflerle yazdırdı.
15 Ekim 2025 itibarıyla yapılan duyuru, sadece yerel teknoloji ekosisteminde değil, küresel havacılık çevrelerinde de büyük bir yankı uyandırdı. Geleceğin kişisel ulaşım aracı olarak görülen uçan arabalar pazarında, bir Türk girişiminin bu denli ezber bozan bir başlangıç yapması, sektördeki tüm dinamikleri değiştirebilecek bir potansiyel taşıyor.
Reklam Yok, Sadece Sosyal Medya Gücü: Global Bir Başarı
AirCar‘ın başarısını daha da etkileyici kılan detay ise bu rekorun kırılma şeklinde yatıyor. Şirket, 1 Ekim 2025 tarihinde başlattığı ön sipariş kampanyasında herhangi bir reklam, sponsorluk veya pahalı pazarlama kampanyası yürütmedi. Sadece sosyal medya hesapları üzerinden yapılan organik bir duyuruyla, bir hafta gibi rekor bir sürede 75 bireysel ve 25 kurumsal müşteri olmak üzere toplam 100 adetlik ön sipariş barajını aştı.
Bu talep sadece Türkiye ile sınırlı kalmadı. Siparişlerin Türkiye, ABD, Almanya, Katar ve İrlanda gibi dünyanın farklı coğrafyalarından gelmesi, projenin küresel ölçekteki çekiciliğini ve potansiyelini de gözler önüne serdi. Her biri 99.000 ABD doları gibi rekabetçi bir fiyatla satışa sunulan AirCar LSA, kişisel uçuş konseptinin artık sadece bir hayal olmadığını ve geniş kitleler tarafından benimsenmeye hazır olduğunu kanıtlayan önemli bir kilometre taşı olarak değerlendiriliyor.
CEO Eray Altunbozar: “Gökyüzünde Bir Devrim Başlıyor”
Bu tarihi başarının arkasındaki vizyoner isim, AirCar Kurucusu ve CEO’su Eray Altunbozar, elde edilen sonucun ticari bir zaferden çok daha fazlası olduğunu vurguladı:
“Bu sonuç, yalnızca bir ticari başarı değil; insanların artık kişisel uçuş teknolojilerine hazır olduğunun kanıtıdır. İlk aşamada pilotlu uçuşlarla teknolojimizi gösterdik, ardından ön satışla talebi doğruladık. Şimdi ise üçüncü ve en önemli aşamaya, ilk üretim sürecine geçiyoruz. Bu adım, AirCar’ın bugüne kadar elde ettiği başarıların bir üst seviyeye taşınması anlamına geliyor. Seri üretime geçişle birlikte, AirCar LSA modelinin dünya çapındaki kullanıcılarına ulaşması ve kişisel uçuşun yaygınlaşması hedefleniyor. Kısacası, gökyüzünde bir devrim başlıyor.”
Altunbozar’ın da belirttiği gibi, şirket metodik bir strateji izleyerek önce insanlı test uçuşlarıyla teknolojisini kanıtladı, ardından bu rekor satışla pazarın talebini doğruladı. Şimdi ise en kritik aşama olan seri üretim için kolları sıvamış durumda.
Geleceğin Ulaşımı İçin Teknik ve Yasal Adımlar
Bir uçan araba projesinin başarısı sadece tasarıma değil, aynı zamanda uluslararası havacılık otoritelerinin katı kurallarına uyumuna da bağlıdır. AirCar, bu konuda da adımlarını sağlam atıyor.
Sertifikasyon Süreci: FAA MOSAIC ve SHGM Görüşmeleri
AirCar LSA’nın sertifikasyon süreci, ABD Federal Havacılık Dairesi (FAA) tarafından başlatılan FAA MOSAIC programı kapsamında yürütülüyor. “Özel Uçuşa Elverişlilik Sertifikasyonunun Modernizasyonu” anlamına gelen bu yeni düzenleme, Hafif Spor Uçak (Light Sport Aircraft – LSA) kategorisinin kapsamını genişleterek, AirCar gibi daha gelişmiş, elektrikli ve dikey kalkış-iniş yapabilen (eVTOL) araçların da bu sınıfa dahil edilmesini mümkün kılıyor. Bu, özellikle ABD gibi dev bir pazara girişte kritik bir öneme sahip.
Aynı zamanda AirCar, bu süreci Türkiye’de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ile paralel olarak yürütmek için resmi görüşmelere başladığını da duyurdu. Bu çift yönlü strateji, hem küresel hem de yerel pazarlarda yasal zemini sağlamlaştırma hedefini gösteriyor.
Yeni Hedefler: 2028 Kotası ve Daha Erişilebilir Ultralight Modeli
2027 üretim kotasının tamamen dolmasının ardından durmaya niyeti olmayan AirCar, şimdiden 2028 teslimat dönemine yönelik ön talepleri toplamaya başladı.
Şirketin vizyonu, sessiz ve çevreci teknolojileriyle şehir içi hava ulaşımının geleceğini şekillendirirken, kişisel eVTOL’leri havacılığın herkes için erişilebilir bir parçası haline getirmek. Bu vizyon doğrultusunda heyecan verici bir haber daha paylaşıldı: AirCar Ultralight.
Kısa süre içinde lansmanı yapılması planlanan bu yeni model, tek kişilik bir ultralight eVTOL olacak. En dikkat çekici özelliği ise 49,900 dolarlık çok daha erişilebilir bir bütçeyle sunulacak olması. AirCar Ultralight modelinin 2026 yılı itibarıyla satışa sunulması ve teslimatlarının başlaması bekleniyor. Bu hamle, AirCar’ın farklı bütçe ve ihtiyaçlara yönelik ürünlerle pazarını genişletme stratejisinin önemli bir parçası olarak görülüyor.
Sıkça Sorulan Sorular
-
AirCar LSA’yı kullanmak için özel bir pilot lisansı gerekecek mi?
Evet. AirCar LSA, Hafif Spor Uçak (LSA) kategorisinde sertifikalandırılacağı için, kullanıcıların bir Spor Pilot Lisansı’na (SPL) sahip olması gerekecektir. Bu lisans, geleneksel özel pilot lisanslarına (PPL) göre daha az uçuş saati ve daha basit bir eğitim süreci gerektirdiği için daha kolay ve daha az maliyetli bir seçenektir.
-
Yeni duyurulan AirCar Ultralight modeli neden daha ucuz ve daha erken teslim ediliyor?
AirCar Ultralight, tek kişilik bir model olduğu için daha az karmaşık sistemlere ve daha küçük bir yapıya sahiptir, bu da üretim maliyetlerini düşürür. Ayrıca, “ultralight” kategorisindeki hava araçları için havacılık yönetmelikleri genellikle LSA kategorisine göre daha az katıdır. Bu durum, sertifikasyon sürecini hızlandırır ve aracın daha erken bir tarih olan 2026’da piyasaya sürülmesine olanak tanır.
-
AirCar’ın menzili ve hızı gibi teknik özellikleri nelerdir?
Şirket, ön sipariş kampanyasına odaklandığı için menzil, maksimum hız, batarya kapasitesi ve uçuş süresi gibi detaylı teknik özellikleri henüz kamuoyuyla paylaşmamıştır. Ancak bu tür eVTOL araçlarının genellikle şehir içi veya şehirlerarası kısa mesafeli uçuşlar için tasarlandığı göz önüne alındığında, rekabetçi bir menzil ve hıza sahip olması beklenmektedir. Detayların sertifikasyon süreci ilerledikçe açıklanması öngörülüyor.
