Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler), büyüme hedefleri doğrultusunda dijital kanallara giderek daha fazla yatırım yapıyor. Ancak bu dijital ayak izi, siber saldırganlar için yeni ve cazip bir hedef oluşturuyor. Artık kötü amaçlı reklam kampanyaları, bulut sızma girişimleri ve sponsorlu içerik yoluyla kimlik avı, münferit olaylar olmaktan çıktı. Siber güvenlik şirketi ESET, KOBİ’lerin bu artan tehditlere karşı nasıl bir güvenlik stratejisi oluşturması gerektiğine dair önemli tavsiyelerde bulunuyor.
Kötü Amaçlı Reklamcılık Nasıl Bir Tehdit Oluşturuyor?
Sosyal medya da dahil olmak üzere çevrimiçi reklam ağları, KOBİ’ler için uygun maliyetli bir pazarlama aracı haline geldi. Ancak 2025 yılında, reklam alanları, yasal promosyonlar kisvesi altında kimlik avı kampanyaları, kötü amaçlı yazılımlar ve dolandırıcılık planları sunmak için aktif olarak istismar edilen önemli bir saldırı vektörüne dönüştü.
Bu “kötü amaçlı reklamcılık” tehdidinin en büyük tehlikesi, çalışanların bu zararlı içeriğin yayılmasında istemeden oynadıkları rol. İyi niyetli bir çalışan, görünüşte yasal bir reklamı veya promosyonu paylaştığında, bilmeden tehlikeli içeriği güvenilir profesyonel ağlarda yayabiliyor. ESET’e göre, 2024 yılında kullanıcıların %70’inden fazlası çevrimiçi reklamların en az yarısını güvenilmez olarak algıladı. Buna rağmen, saldırganlar özellikle özel günler ve tatil sezonlarında sosyal mühendislik taktiklerini kullanarak bu güveni istismar ediyor.
Siber suçlular, yasal yazılım indirmelerini veya promosyon içeriklerini taklit eden ücretli reklam yerleşimlerine yatırım yaparak, kötü niyetli bağlantıların arama motoru sonuçlarının en üstünde veya sponsorlu gönderiler olarak görünmesini sağlıyor. Birçok KOBİ’de çalışanlar, bu tür içerikleri iş arkadaşlarıyla paylaşarak adeta bir çoğaltıcı görevi görüyor. Bu durum, saldırının etki alanını tahmin edilemeyecek kadar genişletebiliyor.
Riskleri Azaltmak İçin KOBİ’ler Ne Yapmalı?
ESET, kötü amaçlı reklamcılığın KOBİ’lere yönelik oluşturduğu riskleri azaltmak için geleneksel güvenlik çözümlerinin ötesine geçmeyi ve insan unsuruna odaklanmayı öneriyor. İşte KOBİ’lerin bu tehditlere karşı alması gereken kritik önlemler:
- Sosyal Medya Eğitimi: Güvenlik farkındalığı eğitimlerinin bir parçası olarak sosyal medya güvenliği konusuna yer verin. Çalışanları, özellikle bilmedikleri kaynaklardan gelen çevrimiçi reklamları eleştirel bir gözle değerlendirmeleri ve paylaşmadan önce doğrulamaları için eğitin.
- Net Politikalar Uygulayın: İş ortamlarında tanıtım amaçlı içerik paylaşımına ilişkin net politikalar belirleyin.
- Bağlantı Kontrol Araçları Kullanın: Doğrulanmış bağlantı kontrol araçlarının ve şüpheli URL’leri dahili olarak paylaşılmadan önce işaretleyebilen tarayıcı eklentilerinin kullanımını teşvik edin.
- İş Birliği Platformlarını Yapılandırın: Bağlantı paylaşımını sınırlandırmak için iş birliği platformlarını yapılandırın veya ekip kanallarında paylaşılan harici içerikler için moderasyon iş akışları uygulayın.
- Uç Nokta Korumasından Yararlanın: ESET Endpoint Security gibi sadece tarayıcı etkinliğini taramakla kalmayıp, aynı zamanda sistem içindeki tehditleri de algılayan ve engelleyen güçlü bir uç nokta koruması kullanın.
- Raporlama Kültürü Oluşturun: Çalışanların şüpheli reklamları veya paylaştıkları bağlantıları kolayca bildirebilecekleri, cezalandırıcı olmayan bir raporlama kültürü oluşturun. Bu sayede potansiyel tehditler erkenden kontrol altına alınabilir.
Bu stratejiler, KOBİ’lerin dijital reklam yatırımlarını ve iş operasyonlarını modern siber tehdit ortamına karşı daha iyi korumasına yardımcı olabilir. Siber güvenlik, sadece teknolojik bir mesele değil, aynı zamanda bilinçli ve sürekli bir insan odağı gerektiren bir süreçtir.