İnsan Ömrü 150 Yıla Çıkabilir mi? Uzman Açıkladı
  1. Anasayfa
  2. Bilim
  3. Tıp

İnsan Ömrü 150 Yıla Çıkabilir mi? Uzman Açıkladı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Çin lideri Şi Cinping arasında geçen ve dünya basınında geniş yer bulan “ömür uzatma” diyaloğu, insanlığın en eski hayallerinden birini yeniden alevlendirdi: Gerçekten 150 yıl yaşayabilir miyiz? Bilim kurgu filmlerine konu olan bu hedef, artık laboratuvarlarda somut bir gerçeğe dönüşmeye başlıyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Biyogüvenlik Anabilim Dalı Başkanı, Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu, 150 yıllık yaşamın mümkün olduğunu, ancak bu devrimin ilk olarak Batı’da değil, Asya’da gerçekleşebileceğini belirtti.

150 yil yasama mumkun mu3 scaled

Sadece Uzun Değil, “Kaliteli” Yaşam: Longevity Bilimi

Prof. Dr. Yılancıoğlu, insan ömrünün son 70 yılda zaten önemli ölçüde uzadığını vurgulayarak, “1950’lerde ortalama yaşam süresi 50-60 yaşlarındayken, bugün 83-85 yaşlarına ulaştı. Bilimsel çalışmalar, organların dayanıklılığı ve biyoteknolojik gelişmeler, bu sürenin 150 yıla kadar uzayabileceğini gösteriyor,” dedi.

Ancak Yılancıoğlu’na göre modern bilimin asıl odak noktası artık sadece “yıl eklemek” değil, eklenen yıllara “yaşam katmak”. Longevity, yani uzun ama kaliteli yaşam bilimi, günümüzün en popüler araştırma alanlarından biri. Prof. Dr. Yılancıoğlu, “İnsan ömrü uzadıkça nörolojik, kalp ve hücresel düzeyde sağlığı korumak daha önemli hale geliyor. Artık sadece uzun yaşamak değil, sağlıklı yaşlanmak tartışılıyor,” ifadelerini kullandı. Bu akımın öncülerinden biri olarak gösterdiği Brian Johnson örneğini veren Yılancıoğlu, “Kendisi her gün 2000’in üzerinde test yaparak vücudunu sürekli izliyor ve yaşam biçimini buna göre düzenliyor. Kendini adeta bir bilimsel denek gibi konumlandırdı. Sağlıklı yaşlanmanın sınırlarını bu tür örnekler üzerinden göreceğiz,” dedi.

150 Yılın Kilidi: Genetik Mühendislik ve Hücresel Yenilenme

Peki, insan ömrünü ikiye katlayacak bu devrim nasıl gerçekleşecek? Prof. Dr. Yılancıoğlu, çözümün organ naklinden çok daha ileride, genetik ve hücresel düzeyde yattığını belirtiyor.

organ nakli 150 yil yasam scaled

Organ Nakli Geçici Bir Çözüm

Ünlü iş insanı Rockefeller’ın 100 yaşına kadar yaşamasını sağlayan çoklu organ nakillerine atıfta bulunan Yılancıoğlu, “Organ nakliyle bir noktaya kadar idare etmek mümkün. Ancak başkasının organını aldığınızda, vücudun bunu reddetmemesi için ömür boyu bağışıklık baskılayıcı tedavi görmeniz gerekir. Bu da sizi her türlü enfeksiyona açık hale getirir. Bu nedenle sadece organ nakliyle yüzyıllarca yaşamak mümkün değil,” diyerek mevcut yöntemin sınırlarını çizdi.

Gelecek Gen Düzenlemede: CRISPR ve Prime Editing

Asıl çözümün genetik mühendislik olduğunu vurgulayan uzman, CRISPR ve PA (Prime Editing) gibi devrim niteliğindeki teknolojilere dikkat çekti. “Artık bozuk genetik materyali makasla keser gibi çıkarıp yerine sağlıklı genleri takabiliyoruz. Tek bir mutasyonu bile değiştirmek mümkün hale geldi,” diyen Yılancıoğlu, bu teknolojilerin yaşlanmaya neden olan genetik hataları düzeltebileceğini belirtti.

Yaşlanmayı Yavaşlatan Moleküller ve Kendi Yedek Parçalarımız

Yaşlanma sürecini yavaşlatmayı hedefleyen senolitikler (yaşlı hücreleri temizleyen moleküller) üzerindeki çalışmaların hızlandığını belirten Prof. Dr. Yılancıoğlu, Japonya’da yeniden diş çıkarmayı sağlayan ilaç denemeleri gibi somut örnekler verdi. Geleceğin en heyecan verici alanlarından birinin ise doku yenileme (tissue regeneration) ve IPS teknolojileri olduğunu söyledi. “Bu teknolojiler sayesinde bireyin kendi kök hücresinden organ üretmek mümkün hale gelecek. Artık başkasının organını beklemek yerine kendi organımızı yeniden üretebileceğiz.”

Bunun yanı sıra, genetiği değiştirilmiş hayvanlardan organ nakli (xenotransplantation) çalışmalarının da klinik aşamaya çok yakın olduğunu ekledi: “Domuzlarda insan bağışıklık sisteminin saldırdığı proteinler genetik olarak silindi. Bu organlar artık insanlara nakledilebilir hale geliyor.”

150 yil yasama mumkun mu2 scaled

Neden Batı Değil de Asya? Regülasyon ve Etik Sınırlar

Prof. Dr. Yılancıoğlu’nun en çarpıcı öngörülerinden biri, 150 yıllık yaşam hedefine ilk ulaşacak kıtanın Asya olacağı yönünde. Bunun temel nedeni ise bilimsel regülasyonlar ve etik yaklaşımlardaki farklılık. “Regülasyonlar Batı’da çok sıkı ama Asya ülkelerinde daha esnek. Genetiği değiştirilmiş ilk insanlar da Çin’de doğdu. Bu nedenle 150 yıllık ömür hedefi ilk olarak Çin gibi ülkelerde uygulanabilir. Orada bilimsel riskler daha serbest test ediliyor.”

Putin ve Şi arasındaki diyaloğun sıradan bir sohbetten öte, biyoteknolojinin gelecekteki merkezinin neresi olacağına dair bir mesaj taşıdığını belirten Yılancıoğlu, “Bilimsel etik ve yasal sınırlamalar Batı’da daha katı olduğu için orada bu gelişmeleri daha geç göreceğiz,” dedi.

Zaman Çizelgesi: 150 Yılı Kimler Görebilecek?

Peki, bu fütüristik gelecek ne kadar yakın? Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu, temkinli ama umutlu bir zaman çizelgesi sunuyor: “2030 yılı biraz erken. Belki o tarihte 90’lı yaş ortalamalarına ulaşabiliriz ama 150 yıl için en az 50 yıl daha gerekiyor. Bu da demek oluyor ki, bugün doğan çocuklar bu gelişmelere şahit olacak. Onların 150 yaşına kadar yaşayabildiğini görebiliriz. Bizim kuşak için sınır ise hala 100 yaş civarında.”

Ancak bu ilerlemenin önündeki en büyük engellerden biri, bilimin hızı ile sağlık mevzuatının hızı arasındaki fark. Yılancıoğlu, “Bir ilacın laboratuvardan kliniğe girmesi 5 ila 15 yıl sürüyor. Yapay zekâda güvenlik regülasyonu olmadığı için çok hızlı ilerliyor. Ama sağlıkta etik ilkeler, onay süreçleri ve regülasyonlar var. Bu da ilerlemeyi doğal olarak yavaşlatıyor,” diyerek sözlerini tamamladı.

150 yil yasama mumkun mu scaled

Sıkça Sorulan Sorular

  1. İnsanların 150 yıl yaşaması ne zaman mümkün olacak?

    Prof. Dr. Kaan Yılancıoğlu’na göre, bu hedef için en az 50 yıllık bir süre gerekiyor. 2030 gibi yakın bir tarihte mümkün olmasa da, bugün doğan nesillerin bu teknolojik gelişmeler sayesinde 150 yaşına kadar yaşama potansiyeline sahip olacağı öngörülüyor.

  2. Ömrü uzatan bu teknolojiler sadece zenginler için mi erişilebilir olacak?

    Başlangıçta bu tür ileri teknolojilerin maliyetli olması beklenir. Ancak tarihsel olarak bakıldığında, bilgisayarlar veya akıllı telefonlar gibi birçok yenilik zamanla daha ucuz ve erişilebilir hale gelmiştir. Genetik ve biyoteknolojinin de zamanla yaygınlaşarak daha geniş kitlelere ulaşması beklenmektedir.

  3. İnsan ömrünü 150 yıla uzatmanın temelinde hangi bilimsel yöntemler var?

    Temelde dört ana bilimsel gelişme öne çıkıyor: 1) CRISPR gibi gen düzenleme teknolojileriyle genetik hastalıkların ve yaşlanma etkilerinin düzeltilmesi. 2) Kök hücrelerden kişiye özel organ üretimi (doku yenileme). 3) Yaşlı hücreleri temizleyen senolitik ilaçlar. 4) Genetiği değiştirilmiş hayvanlardan insanlara organ nakli (xenotransplantation).

Doi Numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.64146

Paylaş
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir