Güney Meksika’nın sık ormanları arasında, Valeriana adı verilen kayıp bir Maya şehri gün yüzüne çıkarıldı. Bu keşif, ülkenin güneydoğusundaki Campeche eyaletinde gerçekleşti. Şehrin ismi, yakınındaki bir tatlı su lagününden esinlenerek kondu. Yapılan araştırmalara göre, Valeriana’nın tarihi 150 MS öncesine kadar uzanıyor ve burası muhtemelen klasik bir Maya siyasi başkentiydi.
Bir Şehir Yığını: Tapınaklar, Piramitler ve Antik Su Depoları
Valeriana’nın en büyük yapılarından biri olan monumental alanda tapınak piramitleri, geniş yollarla birbirine bağlanan kapalı meydanlar, bir top sahası ve eski bir su deposu yer alıyor. Bu alanda ayrıca Maya mimarisinde şehirlerin kurulduğu dönemi işaret eden özel bir yapı grubu olan E-Group dizilimleri de bulundu. Keşfi belgeleyen çalışma, Antiquity dergisinde yayımlandı.
Bu antik şehir, uzun yıllar boyunca ormanların derinliklerinde saklı kaldı. Ancak arkeologlar artık gelişmiş teknolojilerle bu kalıntılara ulaşabiliyorlar. Valeriana’nın keşfi de lazer teknolojisi, dronlar ve uydu haritaları sayesinde mümkün oldu. Keşif ekibi, uçaklardan gönderilen lazer sinyalleriyle yoğun bitki örtüsünün altındaki bu eski kenti gün ışığına çıkardı.
Gizemi Aydınlatan Teknoloji: Lidar ile Görünmeyen Şehirler
Valeriana’nın izini süren ekipten antropolog Luke Auld-Thomas ve araştırmacıları, lidar teknolojisini kullanarak kenti haritalandırmayı başardı. Lidar, havadan yapılan taramalarla yüksek çözünürlüklü üç boyutlu modeller oluşturuyor. Lazer ışınları, tıpkı yarasaların ekolokasyon kullanması gibi, yüzeydeki nesnelere çarparak geri dönüyor ve yüzeyin topoğrafik haritasını çıkarıyor. Bu sayede ağaçların altındaki tepecikler, hendekler ve antik yapılar ayrıntılı bir şekilde haritalandırılıyor.
Auld-Thomas, “Lidar olmadan bu kadar geniş bir alanda böylesine karmaşık bir yerleşimi keşfetmemiz mümkün olmazdı,” diyor. Ancak lidar taramalarının maliyeti oldukça yüksek ve yatırımcılar, Maya yerleşimlerinin görünür izlerinin olmadığı yerlerde lidar kullanımı konusunda çekimser davranıyorlar.
Campeche’nin Gizemi: Maya Şehirleşmesinin Kalbi
Lidar verileri aslen 2013 yılında Meksikalı firma CartoData tarafından başka bir amaçla toplanmıştı. Bu veri seti daha sonra Woods Hole Araştırma Merkezi tarafından işlenerek kamuya açıldı. Toplamda 58,3 kilometrekareyi kapsayan taramalar, arkeolojik yerleşim yoğunluğunu analiz etmek için önemli bir kaynak sağladı. Çalışmada, bölgedeki yerleşim yoğunluğunun, Guatemala ve Belize gibi Maya bölgelerindeki yoğunlukla karşılaştırılabilir olduğu belirtildi.
20. yüzyıl arkeologları, Campeche’nin kırsal nüfusun yoğun şehirlerle etkileşim içinde olduğu bir bölge olduğunu öne sürmüşlerdi. Valeriana’nın bulunması bu görüşü güçlendiriyor ve Maya uygarlığının daha önce düşünülenden daha yoğun bir şehirleşme örüntüsüne sahip olduğunu gösteriyor.
Geçmişin Gizemi: Lidar’ın Arkeolojideki Önemi
Lidar teknolojisi aslında 1960’larda bulutları ve atmosferik parçacıkları incelemek için geliştirilmişti; ancak arkeolojide kullanımı oldukça yeni. 2009’da Nevada Üniversitesi’nden Diane ve Arlen Chase, lidar’ı Maya kentlerini haritalamak için ilk kullanan arkeologlar arasındaydı. Valeriana gibi keşifler, arkeologların geçmişi anlamada ileri teknolojilere olan ihtiyacını gözler önüne seriyor.
Arkeologlar, tropik ve subtropik bölgelerde antik kentlerin yoğunluk ve yapısal çeşitlilik açısından oldukça farklılık gösterdiğini belirtiyor. Bu yeni keşifler, yoğun bir kentsel geçmişin izlerini taşıyor ve Maya uygarlığının düşünüldüğünden çok daha karmaşık bir yerleşim dokusuna sahip olduğunu kanıtlıyor.